KAPAT
Sigorta ve Tazminat Hukuku | Hikmet Şengül Hukuk Bürosu

Ticaretin ve tüketici ilişkilerinin temel yapı taşlarından biri olan mal alım-satım sözleşmeleri, tarafların karşılıklı borç ve yükümlülüklerine dayanır. Satıcı, malı ayıpsız ve sözleşmeye uygun şekilde teslim etmekle yükümlüyken; alıcı da bedeli ödeme borcunu üstlenir. Ancak kimi zaman satılan malda, alıcının beklediği kaliteyi bozan ya da kullanım amacını engelleyen bazı eksiklikler olabilir. Bu tür eksiklikler, hukuk sisteminde “ayıp” kavramıyla ifade edilir.

Ayıplı malların alıcıya teslim edilmesi durumunda, alıcıya birtakım seçimlik haklar tanınmış, gerektiğinde bu haklar tazminat davası açma yoluyla güvence altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanunu (TBK) ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), bu hususta detaylı düzenlemeler içermektedir.

 

Tıp bilimi, insan sağlığını korumak ve hastalıkları tedavi etmek gibi hayati öneme sahip işlevlere sahiptir. Ancak bu süreçte hekimlerin gerçekleştirdiği tıbbi müdahaleler, kimi zaman hasta açısından olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Tıbbi müdahalelerden doğan zararlar, gerek özel hukuk gerek ceza hukuku açısından sorumluluğun doğmasına neden olabilir. Hekimin, müdahalesi sırasında kusurlu davranması, meslek kurallarına aykırı hareket etmesi ya da hastanın rızasını almadan işlem yapması çeşitli hukuki ve cezai yaptırımları gündeme getirebilir.

Bu çalışmada tıbbi müdahale kavramı, hukuki dayanakları, geçerlilik koşulları, doktorların (hekimlerin) ve sağlık çalışanlarının hukuki ve cezai sorumluluğu ile tıbbi müdahaleden doğan uyuşmazlıklardaki uygulamalar hakkında genel bilgiler aşağıda aktarılacaktır.

Eser sözleşmesi, bir tarafın (yüklenici) bir eseri meydana getirmeyi, diğer tarafın (iş sahibi) ise bunun karşılığında bedel ödemeyi taahhüt ettiği sözleşme türüdür. Bu sözleşme ilişkisi çerçevesinde tarafların borçlarını hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi durumunda tazminat talepleri gündeme gelebilir. Özellikle, gecikme, ayıplı ifa veya ifa etmeme durumlarında ortaya çıkan zararların giderilmesi amacıyla eser sözleşmesinden doğan tazminat davaları önemli bir hukuki başvuru yoludur.

Kişinin hayat, sağlık ve beden bütünlüğü üzerindeki hakkı, kişilik hakkına dahil olduğu için, mutlak haktır. Kural olarak kişinin rızası olmadan bunlara yapılan herhangi bir müdahale onun yararına da olsa hukuka aykırıdır ve kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Rızanın hukuka aykırılığı ortadan kaldırabilmesi için ahlaka, adaba ve kamu düzenine aykırı olmaması gerekir. Hekim tarafından yapılan müdahalenin hukuka uygunluk koşulu; tedaviye rıza gösterilmesi, müdahalenin tedavi amacıyla yapılması ve tıp bilimi kurallarına uygun olarak icra edilmesidir.

Hekimler ve diş hekimleri, hastaya uyguladıkları işlemler neticesinde hata, ihmal ve kusurlarıyla hastaya verdikleri zararlardan Ceza Hukuku hükümlerince şahsen sorumlu oldukları gibi, aynı zamanda Borçlar Kanunu hükümlerine göre mal varlıklarından tazmin etmekle de yükümlü tutulabilirler. Bu nedenle diş hekimlerinin hatalı işlemlerinden dolayı diş hekimlerine maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir.

 

Araç değer kaybı; bahsedilen kriterler göz önüne alınarak, aracın hasarsız haliyle ve kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki ikinci el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki hâline göre serbest piyasadaki ikinci el piyasa değeri arasındaki farkın tespit edilmesiyle bulunur.

Depremler, şiddetlerine göre çok yıkıcı etkiler doğurmakta, maddi ve manevi kayıplara ve zararlara neden olmaktadır. Deprem nedeniyle meydana gelen zararlardan dolayı bu zararın oluşmasında kusuru bulunan kişi, kurum yahut kuruluşlara karşı meydana gelen kayıp ve zararlar bakımından tazminat talebiyle dava açabilmek mümkündür.

ARA
WHATSAPP