Kişinin hayat, sağlık ve beden bütünlüğü üzerindeki hakkı, kişilik hakkına dahil olduğu için, mutlak haktır. Kural olarak kişinin rızası olmadan bunlara yapılan herhangi bir müdahale onun yararına da olsa hukuka aykırıdır ve kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Rızanın hukuka aykırılığı ortadan kaldırabilmesi için ahlaka, adaba ve kamu düzenine aykırı olmaması gerekir. Hekim tarafından yapılan müdahalenin hukuka uygunluk koşulu; tedaviye rıza gösterilmesi, müdahalenin tedavi amacıyla yapılması ve tıp bilimi kurallarına uygun olarak icra edilmesidir.
Hekimler ve diş hekimleri, hastaya uyguladıkları işlemler neticesinde hata, ihmal ve kusurlarıyla hastaya verdikleri zararlardan Ceza Hukuku hükümlerince şahsen sorumlu oldukları gibi, aynı zamanda Borçlar Kanunu hükümlerine göre mal varlıklarından tazmin etmekle de yükümlü tutulabilirler. Bu nedenle diş hekimlerinin hatalı işlemlerinden dolayı diş hekimlerine maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir.
Diş hekimlerinin yapmış olduğu ağız ve diş sağlığına dair işlemler bakımından bir takım hukuki ve cezai sorumlulukları mevcuttur. Nitekim diş hekimlerinin yapmış olduğu işlemlerin eser ve vekalet sözleşmesi çerçevesinde değerlendirilmesi mümkündür. Bu hususta diş hekimi tarafından yapılan bir müdahalenin yani tıbbi bir uygulamanın eser sözleşmesi kapsamında değerlendirilmesi bakımından sonuç sorumluluğu gündeme gelmektedir.
Bu bağlamda, tarafların yani diş hekimi ve hastasının iradeleri doğrultusunda yüklenici tarafından bir sonucun meydana getirilmesi taahhüdü verilmiş olmaktadır. Taahhüt edilen sonuç; sözleşmede kararlaştırılan niteliklere, iş sahibinin beklediği amaca uygun olmaması veya gerekli bazı vasıflardan bir ya da birkaçının bulunmaması halinde ayıplı yapılmış kabul edilir.
Eser sözleşmesinde, yüklenici belli bir sonucu (eser) taahhüt ettiğinden sonuç gerçekleşirse, yüklenici borcunu ifa etmiş sayılır ve ücrete hak kazanır. Buna göre yüklenici, hastası olan davacının zarar görmemesi için mesleki tüm şartları yerine getirmişse; somut durumun gerektirdiği tedbirleri noksansız biçimde almışsa, uygun tedaviyi belirleyip uygulamışsa, uygulanan tedavide nadir de olsa görülebilecek olumsuz sonuçlara dair davalıyı aydınlatıp uyarmış ve davalının bu hususta rızasını almışsa, eserini iş sahibi davacının ondan beklediği amaca uygun olarak tamamlayarak teslim etmişse ücrete hak kazanır. Bu noktada diş hekimlerinin uygulamalarından kaynaklı tazminat davalarında somut olayın iyi değerlendirilmesi büyük bir önem taşımaktadır.
Diş hekimi; ağız ve diş sağlığı ve tedavisiyle yetkili hekimdir. Diş hekimi olarak faaliyet gösterebilmek için Türk olmak ve eğitimini Türk okullarında yapmış olmak ayrıca Diş Hekimleri Odasına kayıt yaptırmış olmak gerekmektedir. Bunun yanında ise yine yabancı uyruklu kişiler veya yabancı ülkede eğitim alanlar da 1219 sayılı Kanunun 31. Maddesindeki şartlara uymaları koşuluyla diş hekimliği mesleğini icra edebilmektedirler.
22 Mayıs 2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren; Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik'te diş hekimlerinin görev tanımı şöyle açıklanmıştır:
Diş tabibi ve uzman diş tabibi:
a) Diş tabipliği ve uzmanlık eğitimi sırasında kazanmış olduğu bilgi, beceri ve tutum çerçevesinde, tıbbi ilke ve yöntemleri uygulayarak birey ve toplumu sağlık sorunlarından, hastalıklardan ve yaralanmalardan koruyucu tedbirleri alır, tanı, tedavi ve rehabilitasyon uygulamaları yapar ve olası komplikasyonların önlenmesi için çalışır. Bu komplikasyonlarda uygun müdahaleyi yapar ve/veya sevk eder.
b) Dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunmasına yönelik önleyici ve koruyucu tabiplik çalışmalarına katılır, bu konuda eğitimler düzenler ve uygular.
c) Dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhis ve tedavisinin uzman diş tabibinin müdahalesini gerektirdiği durumlarda hastaları ilgili uzman ve/veya merkeze sevk eder.
ç) Gerekli gördüğü durumlarda, diğer diş tabibi, uzman diş tabibi, tabip, uzman tabip, veya birimden konsültasyon ister. Konsültasyon istenen tabip veya diş tabibi bu isteğe icabet eder.
d) Birlikte çalıştığı diğer sağlık meslek mensupları tarafından gerçekleştirilen tıbbi bakım ve uygulamaları planlar, izler ve denetler.
Diş hekimlerinin yetkili oldukları hususlar şu şekilde de açıklanabilir:
1. ağız, diş ve çene sağlığı, hastalıkları ve düzensizlikleriyle ilgili olarak hastanın ağız içi ve dışı muayenesini yapmak,
2. ağız içi dokuların, diş ve diş etlerinin, çene yapısı ve dokularının hastalıkla veya sağlığı bozan nedenlerle ya da düzensizliklerle ilgili olarak teşhis amacıyla laboratuvar tahlil ve testleri yaptırmak, film, röntgen gibi diğer teşhis yöntemlerinin uygulanmasını istemek ve bunlardan elde edilen sonuçları değerlendirerek tanı koyup tedavi planlayarak, diş hekimliği teknikleriyle uygulamak,
3. ağız, diş ve çene yapısı ve dokularının sağlığıyla veya düzensizlikleriyle ilgili olarak diş hekimliği kapsamındaki cerrahi operasyonları yapmak,
4. ağız, diş ve çene sağlığıyla ilgili olarak planladığı tedavi çerçevesinde ilaç önermek, reçete yazmak, protez hizmetlerini yapmak, hastaya tedavisiyle ilgili önerilerde bulunmak,
5. ağız, diş ve çene sağlığını temin etmek ve hastalıkları önlemek amacıyla bireyleri ve toplumu bilgilendirici (koruyucu) sağlık hizmetlerini yürütmek, bireylere sağlığı koruyucu bakım hizmetleri vermek,
6. ağız, diş ve çene sağlığıyla ilgili bilimsel araştırmalar, eğitim çalışmaları yapmak, planlamak, uygulamak, yayınlamak,
Konularında mesleği icra yetki ve sorumluluklarını taşımaktadırlar.
Öğretide diş hekimlerinin yetkili oldukları tıbbi girişim türleri beşe ayrılarak incelenmektedir.
Bunlar; koruyucu diş tedavileri, çene cerrahisi müdahaleleri, diş protezleri, implantlar ve çene ortopedisi girişimleridir.
Diş hekimlerinin sorumlulukları 3 şekildedir. Diş hekimlerinin bu sorumlulukları:
Diş hekimlerinin cezai sorumluluğu,
Diş hekimlerinin hukuki tazminat sorumluluğu,
Diş hekimlerinin disiplin sorumluluğu, şeklindedir.
Estetik ameliyatlarda belirli bir fiziksel görünümün elde edileceği yolunda doktor tarafından garanti verilmişse, bu durumda doktorla hasta arasındaki hukuki ilişkinin "eser sözleşmesi" niteliğinde olduğu kabul edilmektedir. Bununla birlikte neticenin kesin olarak öngörülemediği ve belli bir sonuç garanti edilmeden yapılan estetik ameliyatların vekalet sözleşmesi olarak kabul edilmesi düşüncesindeyiz.
Öğretide savunulan bir görüşe göre hekimle güven ilişkisinin bulunduğu dikkate alındığında deformasyon veya fizyolojik bozukluğun giderilmesini amaçlayan operasyonlar dışında gerçekleşen sırf estetik amaçlı operasyonlar vekalet sözleşmesi olarak nitelenmelidir.
Yargıtay kararlarında estetik ameliyatların eser sözleşmesinin konusunu oluşturduğu kabul edilmektedir.
Yine Yargıtay içtihatlarına göre; saç ekimini ve diş protezi yapılmasını da eser sözleşmesi kapsamında değerlendirmektedir.
Estetik ameliyatı hukuka uygun kılan kişinin rızasıdır. Fakat, bu rızanın doktor tarafından ameliyatın risk ve tüm sonuçları konusunda aydınlatıldıktan sonra alınmış olması gereklidir. Yeterli aydınlatılma yapılmadan alınan rıza ile yapılan ameliyat hukuka aykırı olacaktır.
Eser sözleşmesi kapsamında hekimin borcunu 'sadakat ve özenle' yerine getirmesi gerekmektedir. Estetik girişimlerde hekimin yükümlülüğü, yapılacak tıbbi operasyonu o tarih itibariyle tip biliminin ulaştığı verilere ve standartlarına uygun olarak gerçekleştirmek tip bilimine uygun yöntemleri uygulamaktır. Estetik tıbbi girişimlerin istisna/eser sözleşmesi sayılması nedeniyle sorumluluk da bu sözleşme hükümlerine göre söz konusudur.
Diğer taraftan estetik amaçlı tıbbi girişimler sırasındaki hekim kusurları nedeniyle hastanın sağlığının bozulması, haksız fiil olarak kabul edilir. Bu nedenle, sözleşmeye dayalı sorumluluktan ayrıca hekimin ve diş hekimlerinin haksız fiil hükümlerine göre de tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Hekimin cezai sorumluluğu, genel hükümlere tabidir. Estetik tıbbi müdahaleler sırasında hekim tarafından mesleki kusurla hastanın hayatını kaybetmesi veya sağlığının ya da görünümünün bozulmasına neden olunması, taksirden dolayı cezai sorumluluk hükümlerine tabidir. Taksirli sorumlulukla ilgili olarak kitapta yapılan açıklamalar burada da geçerlidir. Hekimin, kişinin rızasını almadan yapacağı estetik operasyon, kasten yaralama suçunu oluşturur.
Diş hekimleri, meslekleriyle ilgili konularda hekim sıfatını haizdirler. Bu nedenle doktorlarla ilgili olarak belirtilen teşhis ve tedaviye yönelik tıbbi girişimlerin hukuka uygunluk şartları, aydınlatma yükümlülükleri, mesleki kusur ve sorumlulukları diş hekimleri için de geçerli olmaktadır.
Protez dışındaki diğer tıbbi girişimlerde tedavi esastır. Esasında çoğu kez, protezin ağza yerleştirilmesi işlemi de tedaviden bağımsız olarak ele alınamaz. Diş hekimi belirli bir sonucu garanti etmemekte, tip bilimi ve mesleğinin standartlarına uygun hizmet vermekle yükümlü olmaktadır. Bu bakımdan örneğin diş hekimi ile hasta arasındaki hukuki ilişki vekalet sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Buna karşın diş hekiminin hastaya belirli bir tür ve şekilde dip protezini imal etme sözü vermesi durumunda aralarındaki ilişki istisna sözleşmesi kapsamında görülmektedir. Ancak, öğretide belirtildiği üzere, konu salt bir protezin üretilmesi olmayıp, onun ağız içine yerleştirilip uyum sağlaması için diğer bazı tıbbi girişimlerin de yapılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle diş protezi yaptırılmasının istisna sözleşmesinden ibaret görülmesi yerinde değildir.
Diş hekiminin tıbbi girişiminin hukuka uygun kabul edilebilmesi için; endikasyonun varlığı, hastanın bilgilendirilmiş rızasının alınması, tıp bilimi ve mesleğinin standartlarına uygun girişimde bulunulması gerekmektedir. Belirtilen şartlardan birine riayet edilmemesi sorumluluğa yol açar. Örneğin, tıbbi endikasyon bulunmadığı halde hastanın dişlerini çekmek veya özensiz davranışla sağlıklı dişi çekmek ya da diş etiyle ilgili cerrahi girişim sırasında çene ağız yapısına zarar vermek, gibi davranışlar sorumluluğa neden olur.
Diş hekiminin yükümlülüğü hastanın sağlığını korumak ve tedavi etmek için tıp bilimi ve mesleğinin gereklerini yerine getirmektir. Tedavi sonucunu mutlak anlamda garanti edemez. Diş hekimliği bilimi ve mesleğinin standartlarını özenle uygulamasına karşın tedavi başarısız olursa sorumlu tutulamaz.
Diş hekimi de hekimler gibi, tıbbi girişimden önce hastasını yapacağı tıbbi girişim hakkında bilgilendirerek rızasını almalı, tedavide özenli davranmalı, tıp bilimi ve mesleğinin standartlarını özenle uygulamalıdır. Diş hekimi de hastasının kişisel verilerini ve sırrını korumak ve tıbbi kayıtları tutmakla yükümlüdür. Diş veya ağız sağlığı tedavisi sırasında bilgi veya beceri eksikliği veya özensiz kusurlu davranışlarla hastaya verilen zararlar dolayısıyla cezai ve hukuki sorumluluk doğacaktır.
Diş hekimlerinin mesleki faaliyet yetkileri ağız, diş ve çene sağlığıyla sınırlı olduğundan, genel hekimlik alanında faaliyet gösteremezler. Genel hekimlik alanında yapacakları tıbbi girişimler yetkisiz kişinin tıbbi müdahalesi olarak kabul edilir ve cezai ve hukuki yönden sorumluluğa neden olur.
Diş hekimlerinin estetik tıbbi girişimler dolayısıyla hekimin sorumluluğuna neden olabilecek hukuki sebepler şunlar olabilir.
1- Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık,
2- Bilgilendirme kusurları,
3-Komplikasyon yönetiminde yetersizlik,
4- Tıp biliminin veri ve standartlarına aykırı tıbbi girişim,
5- Kişisel verilerin korunması ve sır saklama yükümlülüğüne aykırılık,
6- Uzman olunmayan tıbbi girişimi üstlenmek nedeniyle bilgi ve
beceri yetersizliği (üstlenme kusuru),
7- Tıbbi girişimle neden olunan sağlığa aykırı durumu ortadan kaldırmak için gereken sonraki tıbbi girişimden kaçınmak.
Diş hekimlerinin yapmış olduğu işlemler bakımından maddi ve manevi tazminat sorumluluğu gündeme gelebilmektedir. Bu nedenle her somut olay bakımından diş hekimi tarafından yapılmış olan işlemlerin hukuki ve cezai sorumlulukları bakımından iyi bir değerlendirilme yapılması gerekmektedir. Bu nedenle diş hekimlerinin yaptığı işlemlerden dolayı komplikasyonların ve zararların meydana gelmesi halinde tazminat avukatlarına danışılması somut vakaların değerlendirilmesi açısından önemlidir.