Dünya ülkeleri arasındaki hayat standartlarının her ülke bakımından farklılık arz etmesi ve özellikle üçüncü dünya ülkelerinde insanların yaşamakta olduğu ekonomik sorunlar, bu ülkelerde uygulanan baskıcı yönetimler, ülkelerde yaşanan iç savaşlar, coğrafi olumsuzluklar dolayısıyla insanlar, yaşamakta oldukları vatandaşlık bağı ile bağlı oldukları ülkelerden ayrılarak sosyal ve ekonomik bakımdan daha ileride olan ülkelerde yaşamak istemektedirler. Bu isteklerin sonucunda ise insanlar genellikle daha iyi şartlarda yaşayacaklarını düşündükleri bu ülkelere yasadışı yollardan girmeyi veyahut bu ülkelere yasal yollardan girmesine rağmen yasal süresi içerisinde ülkeyi terk etmemeyi tercih etmektedirler. Bunun neticesinde de ülkeler bu kontrolsüz göç akımını engellemek amacıyla ceza mevzuatlarında “göçmen kaçakçılığı” suçuna yer vermekte ve bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmaktadır.
Göçmen kaçakçılığını genel olarak illegal yollardan organize eden insan kaçakçılığı şebekeleri menfaat karşılığından bu işlere girişmektedir.
Göçmen Kaçakçılığı Suçu; Haziran 2005’de yürürlüğe girmiş olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Uluslararası Suçlar” başlıklı birinci kısmının, “Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti” başlıklı ikinci bölümünde düzenlenmiştir.