Günümüzde kamu düzeni, iç güvenlik ve toplumsal barış açısından en büyük tehditlerden biri, yasa dışı silah temini ve bu silahların kullanımıdır. Silahların yasa dışı yollarla temin edilmesi, satılması, ithal veya ihraç edilmesi gibi fiiller sadece bireysel güvenliği değil, aynı zamanda ulusal güvenliği de tehdit eden ciddi suçlardandır. Bu nedenle silah kaçakçılığı ve silah ticareti eylemleri, Türk Ceza Kanunu ve ilgili özel kanunlarla ağır yaptırımlara bağlanmıştır.
Bu makalede; silah kavramı, yasal düzenlemeler, silah kaçakçılığı ve silah ticareti suçlarının unsurları, cezai yaptırımlar, uygulamada karşılaşılan sorunlar ve yargı kararları çerçevesinde kapsamlı bir değerlendirme yapılacaktır.
Türk hukukunda “silah” kavramı hem dar anlamda (ateşli silahlar) hem de geniş anlamda (ateşsiz silahlar, patlayıcılar vb.) kullanılmaktadır. Silahlar genel olarak şu şekilde sınıflandırılır:
Ateşli Silahlar: Tabanca, tüfek, makineli tüfek vb.
Ateşsiz Silahlar: Bıçak, muşta, kelebek bıçak, cop vb.
Patlayıcı Maddeler: El yapımı patlayıcılar, TNT, dinamit, molotof kokteyli vb.
Silahlarla ilgili başlıca düzenlemeler şu kanunlarda yer almaktadır:
Türk Ceza Kanunu (TCK) – Özellikle 6136 sayılı Kanun’a atıfla,
6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun,
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu,
5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu,
Savunma Sanayii Kanunu ve ilgili uluslararası sözleşmeler.
Silah kaçakçılığı, yurda silah sokulması veya yurtdışına silah çıkarılması gibi fiilleri kapsayan, hem ulusal hem de uluslararası düzenlemelere aykırı bir faaliyettir.
5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca;
“Her kim, ruhsatsız olarak ya da yasalara aykırı şekilde ateşli silah, mühimmat, patlayıcı madde veya silah parçalarını ülkeye sokar, çıkarır, taşır, depolar veya bu fiillere aracılık ederse, kaçakçılık suçu işlemiş sayılır.”
Maddi Unsur: Eylem silahın yasa dışı yollarla taşınması, ithali veya ihracıdır.
Manevi Unsur: Kast şarttır. Taksirle işlenemez.
Fail: Gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişilere de güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
Mağdur: Kamu güvenliği.
5607 sayılı Kanun kapsamında silah kaçakçılığı suçu için öngörülen ceza:
5 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 20.000 güne kadar adli para cezasıdır.
Organize şekilde veya suç örgütü çerçevesinde işlenmişse, ceza artırılır.
Silah ticareti, yasal mercilerden izin alınmaksızın silah alım-satımı, dağıtımı veya pazarlanmasıdır. Bu suç, silah kaçakçılığı ile karıştırılmamalıdır; ticaret eylemi sürekli ve kazanç amacı güder.
6136 Sayılı Kanun’un 12. maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 174. maddesi bu suçu düzenlemektedir.
“Ateşli silah veya mermileri ruhsatsız olarak imal eden, satan, satın alan, taşıyan, bulunduran kişi 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Maddi Unsur: Satma, satın alma, dağıtma, depolama.
Manevi Unsur: Genel kast yeterlidir.
Fail: Gerçek kişiler ve örgütler.
Mağdur: Toplumun genel güvenliği.
5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası
20.000 güne kadar adli para cezası
Suçun örgütlü şekilde işlenmesi, cezada yarı oranında artırıma neden olur.
İzin almadan silah üretmek veya üretime aracılık etmek, silah imalatı suçunu oluşturur.
8 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10.000 güne kadar adli para cezası.
Eğer seri üretim yapılmışsa ceza artırılır.
TCK m.220 ve devamı hükümleri uyarınca suç örgütü bünyesinde işlenen suçlar için cezalar artırılır.
Eğer silah ticareti veya kaçakçılığı terör örgütüne yardım maksadıyla gerçekleştirilmişse ceza oranları iki katına kadar çıkarılabilir.
Kolluk görevlisi, gümrük memuru gibi yetkililerin suçta dahli varsa cezalar artırılır.
Silahın menşei, kaçak mı yoksa ruhsatsız mı olduğuna ilişkin net veriler bazen elde edilememektedir.
Silah ticareti ile silah kaçakçılığı arasındaki fark her zaman açık değildir. Uygulamada suç vasfı konusunda farklı değerlendirmelere rastlanmaktadır.
Silah kaçakçılığı uluslararası bir sorundur ve INTERPOL, EUROPOL gibi kuruluşlarla daha sıkı işbirliği gerektirir.
Silah suçları ceza hukuku açısından teknik bilgi gerektiren dosyalardır. Bu nedenle müdafi yardımı:
Adil yargılanma hakkı açısından zorunludur.
Delil değerlendirmesi, suçun vasıflandırılması ve savunma stratejisi açısından elzemdir.
Özellikle tutukluluk itirazları, delil değerlendirme talepleri, uzlaşma girişimleri gibi hukuki süreçlerde deneyimli bir ceza avukatının müdahalesi gereklidir.
Silah kaçakçılığı ve silah ticareti suçları, bireysel eylemlerden çok daha öte, ulusal güvenliği tehdit eden organize suçlardır. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu ve özel kanunlarla ciddi şekilde cezalandırılmaktadır. Uygulamada farklı fiillerin ayrımı ve vasıflandırılması önem arz etmekte, bu noktada uzman hukukçulara büyük sorumluluk düşmektedir.
Toplumun güvenliği açısından bu suçlarla etkin mücadele edilmesi, hem yasal düzenlemelerle hem de uygulamadaki kararlılıkla mümkündür.