Apartmanın ya da sitelerin; su faturası, elektrik faturası, merkezi ısıtma ise doğal gaz faturası, bina görevlisinin (kapıcının) aylığı, bahçıvan aylığı, bekçi aylığı, kaloriferci aylığı, güvenlik görevlisinin aylığı ve benzeri ortak giderler aidat kapsamına girer. Aidat kavramının hukuki temeli Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20.maddesi ile düzenlenmiştir.
Aidat Ödemeyen Kiracı Evden Çıkarılabilir Mi?
Günlük hayatımızda sık sık duyduğumuz aidat kavramının hukuk dünyasında yer alan karşılığı avanstır. Hukuk literatüründe avans olarak adlandırılan günlük hayatta ise aidat olarak bildiğimiz aidat; Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesinde tanımlanmıştır.
Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 20 (Ana Gayrimenkulün Genel Giderlerine Katılma):
Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür.
c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.
Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kişinin kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.
Yukarıda yer alan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesine göre; kat maliklerinden her biri aralarında başkaca bir anlaşma olmadığı sürece kanunda belirtilmiş olan giderlere katılmakla yükümlüdür. Kanunda bahsi geçen giderlere katılma yükümlülüğü aidat borcunu ortaya koymaktadır. Yine söz konusu Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. Maddesine göre kat malikleri yahut apartman ya da sitelerde oturan kişilerin; kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak katılmakla yükümlüdürler. Bunun yanında ana gayrimenkulün sigorta primlerine de kat malikleri, arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler.
Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 20 (Ana Gayrimenkulün Genel Giderlerine Katılma):
Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür.
Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığı yönündeki iddiaları ileri sürerek söz konusu genel giderleri veya aidat paylarını ödemekten kaçınamazlar. Aksi halde, yani gider veya aidat borcunu ödemeyen kat maliki hakkında diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, Kat Mülkiyeti Kanunu’na ve genel hükümlere göre dava açabilecek yahut icra takibi başlatabilecektir. Bu şekilde gider veya aidat borcunu ödemeyen kat maliki, ödemeyi geciktirdiği günler için aylık %5 gecikme tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Yargıtay uygulamalarına bakıldığında ise; gecikme tazminatından sorumluluk kat malikinin aidatlarının belirlendiği kat malikleri kurulu toplantısına katılması, katılmamış olanların ise alınan kat malikleri kurulu kararının veya bu karar doğrultusunda oluşturulan işletme projesinin kendisine tebliğ edilmesine veya malik tarafından öğrenildiğinin ispatlanması (aidatının ödenmesi gibi hallerde malikin öğrendiğinin kabulü gerekir.) halinde başlamaktadır. Ödenmeyen ortak gider alacağı olan aidat alacakları için yasal faiz uygulanmaktadır.
Bu giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle faydalanan kişinin kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.
Son zamanlarda kiracıları tahliye etmek isteyen ev sahipleri kiracıların aidat ödemedikleri gerekçesiyle kiracıya karşı icra takibi başlatmakta ve bu şekilde kiracıyı tahliye etmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle kiracıların bu konularda dikkatli olması olası evden tahliyelerinin önüne geçilmesi açısından önem taşımaktadır.
Kiracının aidat borcundan sorumluluğu da yine Kat Mülkiyeti Kanunu’nda düzenlenmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu 22. Madde:
“Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumluluğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup, yaptığı ödeme kira borcundan düşülür.” Şeklindedir.
Söz konusu hükme göre; kiracıların aidat borcundan sorumluluğu, ana taşınmazda kiracı sıfatıyla oturdukları süre boyunca geçerlidir. Burada aslında asıl olarak sorumlu olan Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. Maddesinde belirtildiği üzere kat malikidir. Fakat Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 22. Maddesi, kiracının yahut başka bir hakka dayalı olarak taşınmazda oturan kişinin taşınmazda oturduğu süre boyunca müteselsil olarak sorumlu tutulacağı yönündedir. Ancak taşınmazın tahliye edilmesinden sonraki süreçte kiracının yahut başka bir hakka dayalı olarak taşınmazda oturan kişinin herhangi bir dava ya da icra takibinde hiçbir sorumluluğu bulunmayacaktır.
Apartman veya sitelerde; kapıcı, güvenlik, temizlik gibi hizmetler için malik veya varsa kiracılardan belirli oranlarda aidat toplanmaktadır. Söz konusu hizmetlerin devamlılığı için toplanacak aidat miktarları kat malikleri toplantısında belirlenmektedir. Burada temel sorun hangi dairenin ne kadar aidat ödeyeceğidir. Bu durum ise yine Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20.maddesinde düzenlenmiştir.
Kat Mülkiyeti Kanunu Madde 20 (Ana Gayrimenkulün Genel Giderlerine Katılma):
Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça:
a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak;
b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür.
c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 20. Maddesine göre kat malikleri yahut apartman ya da sitelerde oturan kişilerin; kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak katılmakla yükümlüdürler. Bunun yanında ana gayrimenkulün sigorta primlerine de kat malikleri, arsa payları oranında katılmakla yükümlüdürler. Apartman veya sitelerde aidat bedeli, kat malikleri genel kurul toplantısında belirlenir.
Aidat konusundaki temel tartışma konusu ise boş olan eve aidat ödenip ödenmeyeceğidir. Bu sorunun da cevabı yine Kat Mülkiyeti Kanunu’nda yer almaktadır. Buna göre: Kat maliki; dairenin maliki olduğu sürece dairede otursa da oturmasa da binanın giderlerine kanunda belirtilen oranda katılmak zorundadır. Aksi durumda bu kişi aleyhine icra takibi yapılabilecek ayrıca aylık %10 oranında yüksek bir faiz de talep edilebilecektir.
Kat maliki, binanın sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür.
Aksi halde, yani gider veya aidat borcunu ödemeyen kat maliki hakkında diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, Kat Mülkiyeti Kanunu’na ve genel hükümlere göre dava açabilecek yahut icra takibi başlatabilecektir. Bu şekilde gider veya aidat borcunu ödemeyen kat maliki, ödemeyi geciktirdiği günler için aylık %5 gecikme tazminatı ödemek zorunda kalacaktır. Yargıtay uygulamalarına bakıldığında ise; gecikme tazminatından sorumluluk kat malikinin aidatlarının belirlendiği kat malikleri kurulu toplantısına katılması, katılmamış olanların ise alınan kat malikleri kurulu kararının veya bu karar doğrultusunda oluşturulan işletme projesinin kendisine tebliğ edilmesine veya malik tarafından öğrenildiğinin ispatlanması (aidatının ödenmesi gibi hallerde malikin öğrendiğinin kabulü gerekir.) halinde başlamaktadır. Ödenmeyen ortak gider alacağı olan aidat alacakları için yasal faiz uygulanmaktadır.
Kat Mülkiyeti Kanun’u gereğince aidat miktarları kat malikleri toplantısında belirlenmektedir. Aidat miktarları ise yine kanunda belirtilen oranlarda kat maliklerinden veya kiracılardan toplanmaktadır.
Türk Borçlar Kanun’a göre dönemsel edim niteliği taşımakta olan aidat alacakları 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Buna göre Apartman veya sitelerde toplanan aidatların da zamanaşımı süresi 5 yıldır. 5 yılın geçmesiyle birlikte önceki aidat borçları tahsil edilemeyecektir.
Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; binanın sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında; katılmakla yükümlüdür. Aksi halde ödeme yapmayan kat maliki ya da kiracı hakkında aidat alacakları için icra takibi başlatılabilmektedir.
Kat Mülkiyeti Kanunu’nda icra takibi başlatmak için geçmesi gereken bir süre ise bulunmamaktadır. Buna göre giderlere katılmayan ve aidat borcunu ödemeyen kat maliki ya da kiracı hakkında yukarıda saydığımız kişiler dava açabilir yahut icra takibi başlatabilmektedir. Aidatını ödemeyen malik ya da kiracı için icra takibi başlatmak için kanunda bir süre öngörülmemiştir. Bu nedenle aidat borcu muaccel olduktan sonra kanunda sayılı kişiler tarafından her zaman dava açılabilir ya da icra takibi başlatılabilmektedir.
Hemen hemen her şehirde artık apartmanlar yahut büyük siteler yer almaktadır. Bu nedenle aidat kavramı birçok kişi açısından ödenmesi kaçınılmaz bir husustur. Binalarda yaşayan herkesten kanunda belirtildiği miktarlarda aidat toplanmaktadır. Ancak eksik hizmet verilen binalarda aidat ne şekilde ödenir? Ya da eksik hizmet verilen binalarda aidat ödenmek zorunda mıdır? Tartışması söz konusudur. Belirtmek gerekir ki eksik hizmet verilen binalarda aidata, aidat miktarına itiraz etmek mümkündür.
Aidat ödediği halde tam olarak eksiksiz bir hizmet alamadığını düşünen kişiler dava açarak aidat ödemeye itiraz edebilirler. Bu konuda kat mülkiyeti hukuku ile ilgilenen bir avukata danışmakta fayda bulunmaktadır. Büyük şehirlerde özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi metropol şehirlerde kat mülkiyeti hukukundan kaynaklı birçok uyuşmazlıkla karşılaşılmaktadır. Bu nedenle bu alanda uzman avukatlar da bulunmaktadır. İstanbul, Ankara veya İzmir gibi büyük şehirler başta olmak üzere Türkiye’nin bir çok şehrinde avukat aracılığıyla eksik hizmet alınan binalarda ödenen aidatlara itiraz etmek ve itiraz neticesinde sonuç almak mümkündür.
Kat maliklerinden her birinin aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ortak giderlere ne oranda katılacaklarını düzenlemiştir. Buna göre kat maliklerinin ortak giderleri kat malikleri kurulu toplantısında belirleyebilecekleri gibi yönetim planıyla da giderlerin paylaşım şekli belirlenebilir
Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2012/9381 E., 2012/11154 K.
“Davacı dava açtığı dilekçesinde; 15.01.2011 tarihinde yapılan kat malikleri kurulu toplantısında yönetici seçildiğini, Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesi gereğince ortak giderlerin arsa payları oranında ödenmesinin esas olduğunu ve bu yönde uygulamaya geçildiği halde davalıların buna itiraz ettiklerini, yakıt ve diğer ortak giderlerin eşit olarak alınması yönündeki kat maliklerinin ısrarlı tutumları nedeniyle yönetimi zor duruma düşürdüklerini ileri sürerek ortak gider paylaşımına uyulmamasından doğan anlaşmazlığa hakimin müdahalesi talep edilmiş; mahkemece davanın kabulüyle, davalıların Kat Mülkiyeti Yasasının 20/b maddesinde belirtilen ortak giderlere arsa payları oranında katılmalarına karar verilmiştir. Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesinde, kat maliklerinden her birinin aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça ortak giderlere ne oranda katılacaklarını düzenlemiş olup, buna göre kat maliklerinin ortak giderleri kat malikleri kurulu toplantısında belirleyebilecekleri gibi yönetim planıyla da giderlerin paylaşım şekli belirlenebilir, aksi halde Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesi hükümleri uygulanır. Kat malikleri kurulu kararının yönetim planına veya Yasa hükümlerine aykırı olduğu iddiasında olan kat maliki ortak giderlerle ilgili kat malikleri kurulu kararına karşı iptal davası açabilir.
Bu nedenle davanın reddi gerekirken kat malikleri iradesi yerine geçip yönetim planı da gözardı edilerek Kat Mülkiyeti Yasasının 20. maddesine göre ortak giderlerin paylaştırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.”
Aidat ödemeyen kat maliki ya da kiracıdan gecikme tazminatının alınabilmesi için; ortak giderden payına düşeni ödemeyen kat maliki ya da kiracının, geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıcının açıkça tespiti gerekir.
Bu nedenle dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği veya başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, nihayet hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih başlangıca esas alınmalıdır.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 03.12.2018 T., 2017/3492 E., 2018/7794 K.
“634 sayılı KMK'nın 20. maddesinde; Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür.
Yine Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin 2. fıkrasının 2. cümlesine göre ise gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür.
Somut uyuşmazlıkta icra takibine konu alacağın dayanağının kat malikleri kurul kararı olduğu anlaşılmakla yukarıda bahsedilen KMK’nın 20. maddesinin 2. fıkrasına göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen davalının geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıcının açıkça tespiti gerekir; buna göre dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan kat malikleri kurulu kararına davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği veya başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, nihayet hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih başlangıca esas alınmalıdır. Mahkemece, yukarıdaki esaslar gözetilerek davalının aidat borcunu öğrendiği günün açıkça belirlenmesi, icra takibinden önce öğrenmediğinin tespiti halinde öğrenme tarihinden, bu durumun tespit edilememesi halinde ise gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken; mahkemece, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 03/12/2018 günü oy birliğiyle karar verildi.”
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/987 E., 2018/591 K.
“Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelemesinden davalının 2 nolu bağımsız bölümün kat maliki olduğu anlaşılmaktadır.
Ana taşınmaza ait yönetim planının 52. maddesinde kat maliklerinin bulundukları blok yapıya ilişkin ortak yer ve tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum veya ihtiyacı olmadığını ileri sürmek suretiyle ortak gider ve avans payını ödemekten kaçınamayacaklarını belirtmiştir. Bu husus Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesi c bendi fıkrasında da aynı şekilde düzenlenmiştir. Dolayısı ile davalı kiracısının sorumlu olduğundan bahisle ortak gider alacağını ödemekten kaçınamaz.
Ancak Kat Mülkiyeti Kanunu gereği gecikme tazminatından davalının sorumlu tutulabilmesi için ortak giderlere ilişkin alınan kat malikleri kurulu kararlarından haberdar olması gerekmektedir. Bu nedenle gecikme tazminatı sorumluluğu açısından davalının toplantılara katılıp katılmadığının, katılmamış ise kararların ve işletme projesinin kendisine tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması ve gecikme tazminatı başlangıç süresinin belirlenerek bu tarih itibariyle bu alacak kaleminden sorumlu tutulması gerekmektedir.
Ayrıca kabule göre de dava konusu alacak kat malikleri kurulu kararı ile belirlenen ortak gider alacağı olup belirli, hesap edilebilir ve likit nitelikte olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 05/02/2018 günü oy birliği ile karar verildi.”
Son zamanlarda kiracıları tahliye etmek isteyen ev sahipleri kiracıların aidat ödemedikleri gerekçesiyle kiracıya karşı icra takibi başlatmakta ve bu şekilde kiracıyı tahliye etmeyi amaçlamaktadır.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 315. maddesine göre kiracı, kiralananın tesliminden sonra kira bedelini veya aidatları ödemezse, kiraya veren, kiracıya yazılı olarak bir süre verip bu sürede de ifa etmeme durumunda sözleşmeyi feshedeceğini bildirebilir. Kiracıya verilecek süre en az on gün, konut ve çatılı işyeri kiralarında ise en az otuz gündür. Bu süre kiracıya yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlar.
Buna göre; kira veya aidat borcunun sözleşmeye göre kararlaştırılan zamanda ödemeyen kiracı aleyhine kiraya veren ev sahibi kiracıya 30 gün ödeme süreli bir ihtarname gönderecek ya da örnek no 13 talepli icra takibi başlatabilecektir. İhtarnamenin kiracıya tebliğinden itibaren kiracı borcunu 30 gün içinde ödemezse kiraya veren kiracıyı tahliye edebilecektir.
Ancak kiracısını tahliye etmek isteyen ev sahibinin, 7445 sayılı Kanun kapsamında 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren açılacak tahliye davaları için zorunlu arabuluculuk şartı getirildiği bilmesi gerekmektedir. Bu nedenle arabuluculuk ve dava sürecinde ev sahibinin kiracısını tahliye edecekken herhangi bir mağduriyet ya da hak kaybı yaşamaması için henüz kiracısını tahliye etmek amacıyla arabuluculuk sürecini başlatmadan kira hukuku veya gayrimenkul hukuku alanında uzman bir avukata danışmasında fayda olacaktır.